Girişim, köylüler için yaşam kalitesini ölçülebilir şekilde artırdı.
- The initiative measurably improved quality of life for the villagers.
Bu girişim, Oksitanca yazmaya teşvik etmek için çaba göstermektedir.
- This initiative strives to promote writing in Occitan.
O sadece küçük bir holigan ama sadece onun biraz daha inisiyatifi olsa, o büyük bir suç lideri olabilir.
- He's just a petty hooligan, but if he had just a little more initiative, he could be a major criminal leader.
O işinde oldukça iyidir, ama inisiyatiften yoksundur.
- He is quite good at his job, but lacks initiative.
The second row shows that initiative states fill more constitutional offices by election than noninitiative states, and the difference is statistically significant after controlling for region and population.